Yayımlanan Rapora göre 2017 Yılı Çok Sıcak Geçti, El Niño Bile Arka Planda Kaldı
Dünya çapında 500 iklim bilimcinin hazırladığı, Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi(NOAA) tarafından denetlenen ve Amerikan Meteoroloji Derneği tarafından yayınlanan, "Yıllık İklim Raporu"na göre; 2017 yılı, kayıt altına alınan ve El Niño'yu (Pasifik Okyanusu'nu ısıtan periyodik iklimsel olay) bile geride bırakan dünyadaki en sıcak yıldı.
Gezegendeki sıcaklık artışları, buzulların küçülmesi, su seviyesinin yükselmesi ve kayda geçmiş en yıkıcı "Mercan Beyazlamaları" ile iklim değişikliği 2017 yılını gölgeledi.
Genel olarak 2017 yılı, NOAA'nın bildirdiğine göre, 2015 ve 2016 ile kıyaslandığında üçüncü en sıcak yıl olarak kayıtlara geçti. İspanya, Bulgaristan, Meksika ve Arjantin gibi ülkeler, kendi yıllık sıcaklık rekorlarını kırdı.
Arjantin'deki Puerto Madryn şehri 43.4 0C ile dünyanın güneyindeki en yüksek sıcaklık olarak kayda geçerken, Pakistan'daki Turbat şehri ise 53.5 0C ile Mayıs ayı için küresel sıcaklık rekorunu kırdı.
Gezegenin ısınmasına sebep olan CO2 konsantrasyonları, Mart 2017 ayında yükselmeye devam ederek, atmosferde 405 ppm(particul per million)'e kadar ulaştı. Bu değer, 2016 yılından 2.2 ppm daha yüksek ve modern(ileri teknoloji) kayıtlardaki farkedilebilir en yüksek değer olmak ile birlikte örnek buz çekirdeklerindeki CO2 seviyeleri, 800.000 yıl önceki değerlere döndü. 1960'lı yılların başından bu yana CO2 artış hızı dört kat arttı.
Uzun yıllar devam eden bu sıcaklığın sonuçları, 2017 yılında tüm dünyada hissedildi.
2017 yılının Mayıs ayında Kuzey Kutbu'nun buzul genişliği, uzun dönem ortalamanın %8 daha altında bir alanı kaplayarak, 37 yıllık uydu kayıtlarında şimdiye kadarki en düşük maksimum değerine ulaştı. Kuzey kutbu, bilim adamlarının 1982 yılından bu yana kaydedilen ortalamadan 3 veya 4 derece daha sıcak olan bazı bölgelerle birlikte son 2000 yılda görülmediğini öne sürdüğü türden bir sıcaklık değerine şahit oldu. Aynı zamanda Güney Kutbu'ndaki buzullar da 2017 yılı boyunca ortalamanın altında seyretti.
Yerleşik buzullar bu kötüye gidişi, dünyadaki buzulların kayıtlarda art arda 38 yıl boyunca küçülmesiyle ortaya çıkardı. Bahse konu Rapora göre, 1980 yılından bu yana görülen toplam buzul kaybı, ortalama buzul yüksekliğinden 22 metre kadar bir küçülmeye eşdeğer.
Denizlerdeki uzun süreli sıcaklıklar, mercan resiflerinin stres altında kalmasıyla, kendi simbiyotik alglerini açığa çıkarmaları sonucunda, çok büyük "Mercan Beyazlaşması" olaylarının gerçekleşmesine sebep oldu. Bu mercanların bir kısmının beyazlaşmasına ve bazı durumlarda ölmelerine yol açar.
Rapora göre 2017 yılına uzanan 3 yıllık süreç, Avusturalya'nın Büyük Bariyer Resifi gibi alanların durumunu ciddi anlamda olumsuz etkileyerek kayıtlardaki en uzun, en yaygın ve muhtemelen en yıkıcı Mercan Beyazlaşması olayı haline geldi. Küresel deniz suyu yükseklikleri 25 yıllık uydu kayıtlarında, 1993 yılı ortalamasının 7.2 cm üzerinde şimdiye kadarki en yüksek seviyelerine ulaştı.
NOAA'da Oşinograf olan Gregory JOHNSON; "Bu rekor sıcaklıkların okyanus ekosistemlerini nasıl etkilediği görmek benim için gerçekten hayret verici" dedi.
800 kişinin canına mal olan Hin Musonu ve Venezüella ve Nijerya'da gerçekleşen yıkıcı sellerle birlikte 2017 yılında, diğer yıllara göre daha yoğun bir şekilde çeşitli ciddi yağmur olayları gerçekleşti. Ancak küresel yangınlar, 2003'ten bu yana en düşük seviyelerdeydi.
İnsan etkisi olmadan da olağanüstü sıcaklıkta yılların yaşanma ihtimali olmasına rağmen, hızla ilerleyen iklim değişikliği atıflı çalışmaların netleştirdiğine göre; insan faaliyetlerinden kaynaklı sera gazı emisyonları olmasaydı dünyada geniş çaplı iklim değişikliklerinin oluşması fiilen mümkün olmazdı.
Buzulların ve mercan resiflerin kaybı yüzlerce milyon insanın yemek ve su ikmallerini tehdit etmekte olup, aynı zamanda sıcak hava dalgası, seller, kırsal alanlardaki yangınlar ve şiddeti gittikçe artan güçlü fırtınalar da insan hayatı için ciddi bir risk oluşturmaktadır.
Kanada'dan Japonya'ya kadar birçok insanın ölümüne sebep olan, yakıp kavuran küresel sıcak hava dalgaları ve aynı zamanda Batı Amerika ile Yunanistan'daki yangınların daha ciddi ölümlere yol açması ile bu sene(2018) bahse konu tehlikeler çarpıcı şekilde meydana gelerek vurgulandı.