• Anasayfa
  • |
  • Karbonu Ortadan Kaldırmak Kolay Değil Ancak Artık Bunun Mümkün Olduğunu Biliyoruz

Karbonu Ortadan Kaldırmak Kolay Değil Ancak Artık Bunun Mümkün Olduğunu Biliyoruz

​Guardian Gazetesi'nde Enerji Editörü olan Terry MACALİSTER; 2029 yılında denizcilik endüstrisinin bir kısmının, karbona karşı meydan okuyacağını düşünerek, "2029 yılında olduğunuzu kabul edin ve 10 yıl öncesine baktığınızda, denizcilik endüstrisinde düşük karbonlu bir geleceğin öngörülmesinin, hatta başarılmasının zor göründüğünü hatırlayın" şeklinde belirtti.

Gelecekteki halimiz IMO'nun 2030 karbon hedefine yaklaştıkça, 2018-2020 yıllarına ait temel teknolojilerin bile daha basit olduğunu görebiliyoruz. Doğruyu söylemek gerekirse, maliyet konusu da vardı. Paranın yetersiz olduğu zamanlar da dekarbonizasyon çok pahalı görünüyordu.

IMO'nun 2050'de sera gazı emisyonlarını yarıya indirme hedefinin, denizcilik endüstrisi tarafından panik yaratan ve devrimci bir hareket olarak algılanması şaşırtıcı değildi. Her şeyden önce, gemiler 20. yüzyılın başından beri petrol kullanıyorlardı ve bundan 100 yıl önce bir başka fosil yakıt olan kömürü kullanıyorlardı.

Finansal açıdan bakıldığında 2018 yılında Big Oil firması, Big Tech firması tarafından küçültüldü, ancak petrol tedarikçileri küresel borsalarda hala çok büyük oyunculardı. Birçok küresel lider, örneğin ABD'de bir süre Donald Trump'ın bakanlarından olan Rex Trillerson, ve İngiltere'nin Başbakan Yardımcısı olan David Lidington, sırasıyla ExxonMobil ve BP davalarında Big Oil firmasından ayrıldılar.

Para içinde yüzen insanlar için, petrol ve gazın getirdiği deneyimlerin yaşandığı bir çağın sona ereceğini kabullenmek zordu. Neyse ki, Paris'teki 2015 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği müzakerelerinde, konuşmacılar farklı bir şekilde düşündüler ve yeni düşük karbon hedefi belirlenmesi konusunda anlaşmaya vardılar. IMO, büyük ölçüde kendi gündemini takip etti ve o zamanlar hedefler çok iyimser olmakla eleştirildi. Fakat kısa bir panik döneminden sonra denizcilik endüstrisi, yenilenme ve girişimcilik yeteneğini keşfetti.

Denizcilik Sektörü bu zorlu görevi kabul etti ve işe koyuldu. 2019 yılına kadar, konferans organizatörlerinin bile görevin önemi konusunda çalıştığını görebilirsiniz. Ticaret Fuarı Nor-Shipping, ana salonlarından birinde "Mavi Ekonomi" temasını işledi. Norveçli konferans organizatörlerinin, temanın başarısından dolayı aynı temayı yıllık olarak tekrarlamaları, sürpriz olmadı.

İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISI

Bundan 10 yıl önce ortaya çıkan en ilginç trendlerden biri, işbirlikçi çalışmaya karşı oluşan yeni bir bağlılıktı. Denizcilik teknolojisi tedarikçileri Wartsila, Zaitoun Green Shipping, kargo sistemleri üreticisi MacGregor ve makine üreticisi Winterthur'un, gemilerde çevre ayak izini azaltacak bir konsorsiyum oluşturduğunu gördük. IMO'nun düşük kükürtlü yakıtların piyasaya sürülmesi için 2020 son tarihini vermesinden itibaren Klas kuruluşları, gemi inşaacılar ve diğerlerinin çalışmalara ivedi bir şekilde başlaması inanılmazdı.

Fakat belki de çalışmaların başlama hızına en büyük etken, IMO Genel Sekreteri Kitack Lim'in, Sekreterya girişimiyle küresel yeşil inovasyon fonu kurulması için kaynak elde etmesi ve düşük karbonlu gemi gövdesi ile ekipmanları üzerinde çok fazla araştırma ve geliştirme gerçekleştirmesidir.

Daha da önemlisi, bireysel şirketler ve konsorsiyumların kendi patentlerini kontrol altında tutarak, çalışmalarının bir kısmını paylaşmalarında, bu girişimlerin açık bir erişim merkezi olarak hareket etmesiydi.

Gemi sahiplerinin daha temiz yakıtların bulunup bulunmadığı konusunda endişe duyduklarını, Scrubber kurup kurmamaları gerektiğini ve bununla ilgili sorunları düşündüklerini hatırlıyor musunuz?

Bir çok insan, ilk etapta çift yakıtlı çözümleri tercih etti. Tabii ki asıl tartışmalar, LNG'nin en azından daha düşük karbonlu bir geçiş yakıtı olarak kullanılmasına değip değmeyeceğinin karar verilmesi konusunda başladı.

Kuzey Kutbu Konseyi'nin, herhangi bir türden deniz dizel yakıtının kutup sularında kullanılamayacağı sonucuna varması faydalı oldu.

Ruslar nükleer güçle çalışan gemilerden her zaman mutlu olmuşlardı, fakat bu hiçbir zaman başka yerlerde de yaygın olarak ele alınmadı.

Hidrojenle çalışan gemi ve yakıt hücreleri için süperşarj araştırmaları yapılmış olunmasına rağmen birçok şirket, metanolü tercih etti.

2025 yılına gelindiğinde, pek çok denizcilik şirketi tarafından, feribotlar, küçük kruvaziyer ve çevreye duyarlı hassas alanları kullananlar için elektrik enerjisine geçilmesine gerçekten ihtiyaç duyulduğu sonucuna varılmıştır. Aynı şekilde, baş pervaneleri ve kargo elleçleme vinçleri gibi birçok gemi fonksiyonuna, aküler ile elektrik sağlanmıştır.

2018 yılına geri döndüğümüzde, tüm bu inovasyonlar ürkütücü ve pek olası görünmüyordu. Şimdi bunun kolay olmadığını ama mümkün olduğunu biliyoruz.

Popülasyonlar ve ticaret talebine bağlı deniz ulaştırması arttıkça karbonu azaltmak zordur, ancak gezegenimiz ve okyanusları kullanan endüstrimiz için sürdürülebilirlik üzerinde durmaktayız. Bu durum "Mavi" ve "Yeşil" Ekonomi gibi gözükmektedir.

 

Kaynak: TradeWinds Gazetesi