İhracatta 7 günde Afrika, trenle Londra
UN. Ro-Ro CEO'su Sedat Gümüşoğlu, şirketin yurtiçi ve yurtdışı operasyonlarına ilişkin bilgi verdi. Gümüşoğlu, 22 yıllık bir şirket olan ve şu an filosunda 12 gemi bulunduran U.N. Ro-Ro'nun yılda yaklaşık gidiş ve dönüş olmak üzere 600 bin treyler taşıması yapabilecek seviyede olduğunu belirterek, şunları söylüyor:
"Şu an yaklaşık yüzde 80 doluluklarla çalışıyoruz. 12 gemimizle tarifeli seferler yapıyoruz ki, tedarik zincirinde bir güven oluşturabilelim. Türkiye'de 3 ayrı limandan kalkıyoruz. Pendik, Ambarlı ve Mersin Limanı'ndan kalkıp, 3 Avrupa limanına geliyoruz. Bunlardan biri Fransa Toulon Limanı, diğerleri ise İtalya'daki Trieste ve Angona limanları. 9 gemimiz Trieste'ye, 3'ü de Toulon Limanı'na çalışıyor.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne olan ihracatını taşıyoruz, dönüşte de ithalatı götürüyoruz. Neredeyse iki yönde de dolu çalışıyoruz. Türkiye'den Avrupa ülkelerine yılda yaklaşık 300 bin tane TIR çıkıyor, 300 bin de dönüyor. 600bin TIR'dan bahsediyoruz. Burada en önemli altyapı karayolu. Bu 600 binin yüzde 45'i karayolundan gidiyor. Ondan sonraki en önemli altyapı da biziz. Bu TIR'ların yüzde 35'i de bizimle gidip dönüyor. "Kapıkule'de TIR kuyruğu' haberlerini herkes bilir. Bizim herhangi bir gemimiz kalkmadığı zaman orada öyle bir birikme oluyor. Şirket olarak Ro-Ro pazarında da yüzde 65- 70 bir pazar payımız var."
Karayolu görmeden Kuzey Avrupa'ya
Toulon Limanı'nda altıncı seneleri olduğunu belirten, sadece kendilerine çalışan limana altı yılda 250 bin tane TIR getirip götürdüklerini aktaran Gümüşoğlu, "Ro-Ro taşımacılığı karayoluna göre çok büyük avantajlar getiriyor. Karayolundaki hızla hemen hemen aynı sürede geliyoruz. 3 günde buraya gelip, bir günde de Avrupa'nın hemen her yerine dağıtım yapılabiliyor' 'dedi.
Gümüşoğlu yaklaşık 5 günde teslim yapılabildiğinin, karayolundaki hızın da yaklaşık aynı olduğunun altını çizerek, karayoluna göre yaklaşık yüzde 10 civarında maliyet avantajı sağlandığını, tarifeli sefer yaptıkları için karayolunda karşılaşılan çoğu sıkıntının deniz yolunda çıkmadığına dikkat çekiyor.
Önümüzdeki dönem çalışmaları hakkında da bilgi veren Gümüşoğlu, 2013 yılında 25 yıllığına işletmesini satın aldıkları Trieste Limanı ile, bu satın alma sayesinde limana getirilen ürünleri hızlı şekilde trenle Avrupa'nın her yerine dağıtma modelini hayata geçirmeyi amaçladıklarını söyledi.
Gümüşoğlu, Trieste'de yaptıkları tren yatırımları sayesinde şu an gemiden inen araçların yüzde 50'sinin, kendilerinin ve müşterilerinin işlettiği Avrupa'nın her noktasına dağıldığını belirtti. Gümüşoğlu, "TIR'ların sadece yüzde 50'si karayolu ile devam ediyor, bu büyük bir oran. Önümüzdeki yıllarda bu oranı yüzde 70'lere 80'lere çıkarmayı hedefliyoruz. Aynı şeyi Toulon'da da yapmayı istiyoruz. Ancak, tren hattı hemen limana gelmeden önceki köprünün ötesinde kaldığı için, Toulon Limanı'na girmesi için bir yatırım yapılması gerekiyor. Bununla ilgili hem bölge valisi ile, hem buradaki ticaret odası ile görüşmelerimiz oldu. Olumlu ilerliyor, gerçekleştiğinde Toulon'dan İngiltere, Benelüks ve Batı Avrupa'ya tüm taşımalar gemi ve tren hattıyla gerçekleşebilecek" dedi.
"Afrika'ya 5-7 gün civarında gönderebiliyoruz"
Bağlantılı modelin hem güvenilirlik ve hem de sürdürülebilirliği artıracağına dikkati çeken, böylece nakliyecinin de karadan denizyoluna döneceğini söyleyen Gümüşoğlu, karadan denize geçmenin önemini şöyle anlatıyor: "Karada sorun var. Hiçbir ülke karadan TIR'ların geçmesini, karayollarında o trafiği istemiyor. O yüzden de Türk ihracatının da önüne vergi, sürüş kısıtlamaları hatta ve hatta 'Motorlarla ilgili Euro 5 motor ya da Euro 6 motor olacak' gibi zorunluluklar getiriyor. Bu da ek yatırımlara ve zorlanmalara neden oluyor."
Bağlantılı model için bir önemli neden daha olduğuna işaret eden Gümüşoğlu, şöyle konuşuyor: "2011-2012 yıllarında Cumhurbaşkanımız, Başbakan olduğu dönemdeki bir seyahatinde 'Afrika Ro- Ro hatları neden yok?' diye bir konuşma geçmişti. Afrika ile Türkiye arasındaki ticarette, trafikte bir hattı besleyecek kadar kapasite oluşmuş değil. Biz şimdi Fransa'ya kadar gelip, Marsilya'dan Tunus'a, Fas'a, Cezayir'e hemen her gün giden feribotlarla yaptığımız anlaşmalarla Afrika trafiğini buradan beslemek istiyoruz. Böylece Türkiye'nin ihracatında, konteynırla 1 ayda ulaşabildiği Afrika hatlarına yaklaşık 5-7 gün süreler içinde ulaşabilecek. Bu trafiği geliştirmek istiyoruz. Şu an her gemimizde 2-3 tane araç var, buraya gelip Marsilya'dan Afrika'ya devam eden."
"İHRACAT DÜŞTÜ RO-RO TRAFİĞİ ARTTI"
Yıllık cirolarının 200 milyon euro civarında olduğunu bilgisini veren Gümüşoğlu, basın mensuplarının sorularım da yanıtladı. İhracatta yaşanan düşüşten etkilenip etkilenmedikleri yönündeki soruyu Sedat Gümüşoğlu şu şekilde yanıtladı: Tam tersi bizde bir artış var. 8 yılda takip ettiğime göre karadan ve denizden giden TIR pazarı yılda Avrupa'ya yüzde 1-1,5 büyür. Bunun sebebi ise 2008 yılından beri Avrupa'nın kendi sorunları var, zaten çok büyüyemiyor. Bir 2010 yılında yüzde 10 civarında bir büyüme olmuştu, bir de bu senenin başından beri yüzde 8'lik bir büyüme var. Bizim takip ettiğimiz kadarıyla, problemli Rusya, Irak, Iran, Suriye pazarlarından dolayı Türk ihracatçısı yönünü Batıya çevirdi. Bakınca da değer olarak o kadar artmasa da ihracatımız, tonaj olarak daha fazla arttığını görüyoruz. Ro-Ro pazarındaki büyümenin ikincisi otomotiv kalemlerindeki ihracat artışları.''
Kaynak: Dünya Gazetesi