• Anasayfa
  • |
  • Denizcilerin akıl sağlığını önemseyen otonom gemilerle yeni bir dönem başlayacak

Denizcilerin akıl sağlığını önemseyen otonom gemilerle yeni bir dönem başlayacak

​Rolls Royce, geçtiğimiz Ekim ayında 2020'ye kadar yaklaşık 60 metre uzunluğunda otonom bir gemi yapmayı planladığını açıkladı. Bu sırada, Automated Ships 2018'de teslim etmek üzere otomatikleştirilmiş ilk küçük gemiyi yapmak için Konsberg Maritime of Norway ile sözleşme imzaladı. Sektörün otonom gemiler dönemi kuşkusuz başka gelişmelere de tanık olacak.

Otomatik gemilerden otonom gemilere geçilirken, çoğunlukla göz ardı edilen bir konu da gündeme gelecektir: denizcilerin akıl sağlığı.

Bilgisayarların, işlemcilerin ve sensör cihazlarının daha ulaşılabilir olması, sektörün bu yeni döneme geçişini hızlandırmıştı. 1960'lardan itibaren ciddi bir ilerleme kaydedildi ve sonuç olarak otomatikleştirilmiş gemi elektronik sistemlerine olan güven arttı.

Gelişmiş yazılım ve seyir sistemleri sayesinde verimlilik ve güvenlik koşulları iyileşirken, çarpışma vb. kazalar ortadan kalkıyor. Dolayısıyla, gemi işletmecilerinin karşılaştığı riskler azalıyor,  izleme, raporlama ve onaylama süreçleri daha iyi takip ediliyor ve personel giderleri düşerken, daha etkin bir kalite yönetimi ile yüksek verimlilik sağlanıyor.

Tüm bunlar, mürettebatın el becerisine olan ihtiyacı azalttı fakat bir taraftan da bilişsel yetenekleri daha önemli kıldı.

Otomasyon, insanlara yardımcı olma ve sistem performansını iyileştirme potansiyeline sahip olabilir fakat her zaman güvenilir değildir. Hata ve yanlışların saptanıp düzeltilmesi için insanların hata yönetim sürecine dâhil olması gerekir.

Otomasyon hataları arasında; yanlış alarmlar, veri/şifre kırma (hacking), yanlış uygulamalar, yanlış tanı ve bazı otomasyon arızaları görülebilir. Bu gibi durumlarda, insanların devreye girmesi ve kritik düşünme, sorun çözme, karar alma gibi becerilerle düzeltici önlemler alması beklenir.

 

GELİŞEN TEKNOLOJİLER

Sistemler ve teknolojiler değişirken, bunların insanlarla etkileşimi de daha karmaşık bir hal alıyor.

Akıl sağlığının, bilişsel süreçleri ve dikkat, hafıza, kritik düşünme gibi zihinsel işlevlerdeki algısal ve düşünsel becerileri olumsuz etkilediği biliniyor. Zihinsel süreçler ya da teknik olmayan beceriler ile teknoloji birbirinden bağımsız kategoriler değil, birbirine yardımcı faktörlerdir.

Denizcilik sektörü, denizciler arasında sıklıkla görüldüğü halde akıl sağlığını tehdit eden sorunları çoğunlukla göz ardı ediyor. Dikkat, hafıza ve konsantrasyon gibi bilişsel süreçlerin zarar görmesi, kontrol edilemeyen tepkilere, risklerin yeterince iyi değerlendirilememesine, kararsızlığa ve sorun çözme yeteneklerinin zayıflamasına neden olabilir. Ve tüm bunlar kişinin, mürettebatın ve geminin güvenliğini tehlikeye atarken, hata yapma riskini arttırabilir.

Yüksek risk içeren diğer bazı sektörlerde psikolojik değerlendirme yapılması sıklıkla uygulanan bir yöntem.

Adayın zihinsel ve duygusal durumunu değerlendirmek için işe alma sürecinde özel bir sınav yapılır. Bu değerlendirme, adayın iş ortamına özgü psikolojik koşul ve taleplere nasıl cevap vereceği hakkında da önemli bir gösterge olur.

Denizcilik sektörünün yeni döneminde gerek gemide gerek karada uzman personele ihtiyaç olacaktır ve değerlendirme araçları yüksek performans sağlamak için önemle kullanılması gereken bir şey olabilir.

 

Kaynak: Alexandra Kaloulis'in 17 Kasım 2017 tarihli TradeWinds'ye yer alan makalesi.

(Alexandra Kaloulis, denizcilerin akıl sağlığı üzerine araştırmalar yapan IMEQ Center'ın yöneticisidir.)