DTO AB AĞUSTOS AYI BÜLTENI HK.

Avrupa Birliği Kıbrıs’a tam zamanlı temsilci atadı Geçtiğimiz ay Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Kıbrıs’ta en geç 2012 yılına kadar çözüme ulaşılması çağrısına müteakip Avrupa Birliği Bakanı ve Baş Müzakereci Egemen Bağış da Ada’daki sorunlar çözülmeden 2012 yılında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) AB Dönem Başkanı sıfatını alması durumunda Türkiye’nin AB ile ilişkilerini donduracağını belirtmişti. Söz konusu tutumun ise Türkiye’nin GKRY’ni tanımaması nedeniyle gerçekleşebileceği vurgulanmıştı. Kıbrıs konusunda bu gelişmelerin ardından Avrupa Komisyonu Ada’ya yarı zamanlı temsilcinin yerini alacak José Manuel Barroso’nun danışmanı Jorge César das Neves’i tam zamanlı temsilci olarak atadı. Komisyon tarafından bir süredir ilerleme kaydedilemeyen görüşmelerde kritik bir döneme girildiği ve bu sebeple Kıbrıs için tam zamanlı bir temsilciye ihtiyaç duyulduğu belirtildi. Karma Parlamento Komisyonu’nun Türk tarafı başkanı belli oldu Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Avrupa Parlamentosu arasında bir köprü niteliğinde olan Karma Parlamento Komisyonu’nun Türk tarafı üyeleri belirlendi. KPK Türk tarafı başkanlığına Afif Demirkıran (AK Parti Siirt Milletvekili) başkan yardımcılığına ise Sait Açba (AK Parti Afyon Milletvekili) ve Umut Oran (CHP İstanbul Milletvekili) getirildi. Avrupa Komisyonu IMO’nun CO2 emisyonları ile mücadeleye ilişkin sözleşmesini memnuniyetle karşıladığını açıkladı Avrupa Komisyonu, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ve Üye Devletlerin uluslararası deniz taşımacılığından kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının sınırlandırılmasına ilişkin teknik önlem konusunda vardıkları uzlaşı konusunda memnuniyetini açıkladı. Küresel anlamda bağlayıcı olan Energy Effiency Design Index (EEDI), yeni gemilerde enerji verimliliğini arttırmak ve uluslararası deniz taşımacılığından kaynaklanan karbondioksit salınımını sınırlandırmak amacındadır. EEDI kapsamında 2030 yılına kadar emisyonların yaklaşık olarak %25-%30 oranında azaltılması planlanmaktadır. Farklı gemi tipleri ve boyutları için minimum enerji verimliliği düzeyleri oluşturan EEDI’nin 2015 yılından itibaren zorunlu olması öngörülmektedir. EEDI ilk aşamada (2015–2019 yılları arasında) %10 düzeyinde bir verimlilik artışı öngörmektedir. Gemilerin karbondioksit emisyonu yakıt tüketimi ile doğru orantılıdır; ortalama olarak her bir ton yanan yakıt başına 3,1 ton karbondioksit salınımı gerçekleşmektedir. Gemi kaynaklı karbon dioksit emisyonu küresel emisyonların %3’ünü temsil etmektedir. Ticarete konu olan malların %85’inin taşımasında kullanılan gemilerin emisyonlarının 2050 yılına kadar herhangi bir önlem alınmazsa iki katı artması beklenmektedir. Avrupa Komisyonu en son olarak yayımladığı “Taşımacılık Beyaz Kitabı”nda gemi kaynaklı karbondioksit emisyonlarının 2050 yılına kadar 2005 yılına oranla %40 azaltılmasını önermişti. Avrupa Komisyonu gemi kaynaklı sülfür emisyonlarının %90 oranında azaltılması önerisinde bulundu Avrupa Komisyonu gemi kaynaklı sülfür emisyonlarının %90 oranına ve ince parçacık emisyonlarının %80 oranına kadar azaltılmasına ilişkin öneride bulundu. Söz konusu azaltım ile 15 ila 34 milyar Euro arasında fayda sağlanması öngörülüyor. 93/12/AET sayılı Yönerge üzerinde gerçekleştirilmesi öngörülen değişikler ile sıvı yakıtların sülfür miktarı belirlenecek ve Uluslararası Denizcilik Örgütü, IMO tarafından en son olarak kabul edilen gemi yakıt standartları AB mevzuatına eklemlenecektir. Öneriler kapsamında Baltık Denizi, Kuzey Denizi ve Manş Denizi gibi duyarlılığı yüksek denizlerde kullanılan denizcilik yakıtlarındaki izin verilen maksimum sülfür miktarının 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren %1,5 düzeyinden %0,1 düzeyine düşürülmesi diğer bölgelerde ise 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren %4,5’ten %0,5 düzeyine düşürülmesi önerilmektedir. Aynı zamanda, Avrupa Komisyonu’nun 2012 yılında sürdürülebilir ve rekabetçi kısa mesafe deniz taşımacılığı için orta ve uzun dönemli bir dizi önlem ortaya koyması beklenmektedir. Denizlerde istihdam ve rekabetçiliğe ilişkin olarak Komisyon tarafından oluşturulan çalışma grubu raporunu yayımladı Geçtiğimiz ay sonunda denizlerde istihdam ve rekabetçiliğe ilişkin olarak oluşturulan çalışma grubu denizcilik alanında gelecekte alınması gereken önlemlere ilişkin önerileri içeren raporunu yayımladı. Çalışma grubunun raporunda Avrupa Birliği (AB) Üye Devletlerinin uyruğuna sahip deniz adamlarının mesleklerinden vazgeçmelerine neden olan faktörler, Avrupalı deniz adamlarının istihdam edilmesinin teşvik edilmesi ve ilgili yasal çerçeve incelenmiştir. Araştırmalar sırasında deniz adamlarına ilişkin güvenilir bilginin yokluğu çalışma grubu için bir takım engeller oluşturmuştur. Avrupa’da halihazırda Avrupalı deniz adamlarının işe alınması ve bu işle uğraşanların işlerini sürdürmesinde sorunlarla karşılaşılmaktadır. Raporda, mevcut yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi, eğitim, kariyer, güvertede çalışma ve yaşam koşulları, yeni teknolojilere erişim, deniz adamlarına yönelik yasal ve idari muamele, korsan tehdidi ve devlet yardımı gibi pek çok alanda öneri yer almaktadır. 12 üyeden oluşan çalışma grubu denizcilik sektöründeki mesleklerin teşvik edilmesi kapsamında Avrupa Komisyonu’nun 2018 yılına kadar taşımacılık politikaları çerçevesinde oluşturulmuştur. Bahse konu rapor Avrupa Komisyonu’nun deniz taşımacılığı sosyal gündemine ilişkin çalışmalarına temel oluşturacaktır. Eğlence teknelerine ilişkin Yönerge gözden geçiriliyor Avrupa Birliği (AB)’de altı milyon civarındaki eğlence teknesinden kaynaklanan çevre kirliliği nedeniyle Avrupa Komisyonu geçtiğimiz ay sonunda 94/25/AT sayılı Eğlence Tekneleri Yönergesi’nin gözden geçirilmesi önerisinde bulundu. Eğlence teknelerinin Avrupa gölleri ve kıyılarında yarattığı kirliliği azaltmak amacındaki gözden geçirme ile söz konusu teknelerde nitrojen oksit, hidrokarbonlar ve partiküllerin emisyonlarına daha katı sınırlamalar getirilmesi planlanmaktadır. Yönerge’de gerçekleştirilmesi planlanan değişiklikler şu konuları kapsamaktadır: -Üreticilerin tekneyi tasarlarken ve üretirken uygulaması gereken güvenlik önlemleri; -Teknelerin tahrikli motorlarından kaynaklanan egzoz ve gürültü emisyonlarının sınırlandırılması; -CE etiketi de dahil olmak üzere, ürünlerin sözü edilen ilgili gereklere uygunluğunun gösterilmesini sağlayacak olan prosedürler; -Tahrikli motorların %20 daha az nitrojen oksit ve hidrokarbon salınımı gerçekleştirecek şekilde üretilmesi. Üretici, ithalatçı ve dağıtımcı işletmelere yönelik olarak daha katı kurallar öngören öneri ile ayrıca AB ve AB’nin büyük ticaret ortaklarında üretilen teknelerin teknik gerekliliklerinin uyumlaştırılması amaçlanmaktadır. AB’deki ekonomik kriz nedeniyle Türkiye’nin balık ihracatı artacak Avrupa Birliği (AB)’de daha da derinleşen ekonomik krizden en çok etkilenen ülkeler olan Yunanistan, İtalya ve İspanya’nın balık ihracatının yarı yarıya azalması dolayısıyla Türkiye’nin 2010 yılında toplamda 360 milyon Dolar tutarındaki balık ihracatının 2011 yılı sonunda 450 milyon Dolara çıkması bekleniyor. Halihazırda 2011 yılının ilk altı ayında geçen yıla oranla Türkiye’nin balık ihracatı %25 düzeyinde artmış ve toplam ihracat tutarı 257 milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’de son yıllarda balıkçılık sektörüne yapılan yatırımlar ve desteklerde yabancı yatırımcıların ilgisini çekmektedir. Ortak Balıkçılık Politikası Reformuna ilişkin olarak AB’den farklı görüşler dile getiriliyor Geçtiğimiz ay Avrupa Komisyonu tarafından sunulan Ortak Balıkçılık Politikası’nın (OBP) gözden geçirilmesine ilişkin öneri konusunda ilgili taraflardan farklı düşünceler ortaya konuluyor. Bu kapsamda, İngiltere, Avrupa Komisyonu Balıkçılıktan Sorumlu Komisyon Üyesi Maria Damanaki’nin çevre ve balıkçılık alanında radikal reformlar yapılmasına ilişkin önerilerine sıcak yaklaşırken, İspanya avlanan balıkların denize geri atılmasına son verilmesi ve azami sürdürülebilir mahsul prensibi çerçevesinde balık stoklarının yönetimi gibi konularda çekincelerini dile getirmiştir. Bunlara ilaveten Fransa ise reformun sosyal ekonomik etkisi konusundaki endişelerini belirtmiştir. İlgili taraflardan, Avrupa Kıyı Bölgeleri Konferansı (Conference of Peripheral Maritime Regions - CPMR) kıyı bölgelerinde balıkçılık sektörünün geleceğine ilişkin olarak endişe duyduğunu ifade ederek OBP’nin gözden geçirilmesine ilişkin önerinin kıyı bölgelerinin beklentilerini karşılamadığını belirtmiştir. Avrupa Komisyonu Balıkçılıktan Sorumlu Komisyon Üyesi Maria Damanaki ise AB’nin balık stoklarının %75’inin aşırı avlanma ile karşı karşıya bulunduğunu ve Avrupa’da balıkçılık sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin %35’inin zarar ile faaliyet gösterdiğini belirterek balıkçılık reformunun üç ayaktan oluştuğunu, bunların sürdürülebilirlik, verimlilik ve uyumluluk olduğunu vurgulamıştır. 2012 yılında balıkçılık imkanlarına ilişkin istişare süreci kapsamında Europeche ve Cogeca görüşleri açıkladılar Avrupa Birliği (AB) Ulusal Balıkçılık İşletmeleri Birliği Europeche ve Çalışma Grubu Cogeca 2012 yılına ilişkin balıkçılık imkanlarına yönelik istişare sürecinde görüşlerini sundular. Söz konusu taraflar Komisyon’un, bilimsel bir öneri bulunmadığında toplam izin verilen balık miktarının %25 oranında düşürülmesi ve 2015 yılına kadar azami sürdürülebilir mahsule ulaşılmasına ilişkin önerilerini kabul edilmez bulduklarını açıkladılar. Ayrıca taraflar, önlemler arasında sosyal ekonomik önlemlerin yer almamasını eleştirdiler. Komisyon’un AB sularında balık stoklarının arttığına ilişkin açıklamasını memnuniyetle karşılayan taraflar karşı öneri olarak çok yıllı yönetim planlarının genişletilmesini, güvenilir bilimsel görüşlerin kullanılmasını ve planlar hazırlanırken ekonomik, sosyal ve çevresel faktörlerin göz önünde bulundurulabilmesi için ilgili taraflar ile sıkı bir görüş alışverişi gerçekleştirilmesi gerektiğini belirttiler. Avrupa Parlamentosu Karadeniz’de yıllık balıkçılık kotaları ve toplam izin verilen balık miktarına ilişkin göstergeleri yenilemeyi planlıyor Avrupa Parlamentosu’nun 12–15 Eylül tarihleri arasında gerçekleştireceği genel kurulda raportör Iliana Malinova’nın Karadeniz’de yıllık balık kotaları ve toplam izin verilen av miktarlarına ilişkin raporunun kabul edilmesi beklenmektedir. Bahse konu raporda Karadeniz’de Romanya ve Bulgaristan’ın Türkiye ve Rusya Federasyonu’na oranla balıkçılık filoları ve av miktarı açısından görece olarak daha küçük bir paya sahip olduğu belirtilmektedir. Bu çerçevede rapor bölgedeki ülkeler ile işbirliğinin önemini vurgulamaktadır. Avrupa Komisyonu’nun Karadeniz’e kıyısı bulunan ve AB üyesi olmayan ülkeler ile daha sağlam ve daha planlı bir diyalog sağlanmasına ilişkin olarak çabalarını teşvik eder nitelikteki raporda ayrıca deniz diplerinde yaşayan balıkların avlanmasına ilişkin tekniklere vurgu yapılmakta ve ekolojik denge üzerinde tehdit oluşturan rapana (rapana venosa) gibi türlerin artışının engellenmesi gerektiği belirtilmektedir. Raporda bunlara ilave olarak birbirinden ayrı bölgesel balıkçılık yönetim örgütlerinin (regional fisheries management organisation - RFMO) oluşturulması önerilmektedir. Avrupa Komisyonu Baltık Denizi’ndeki somon balıklarına ilişkin düzenleme önerisi yaptı Avrupa Komisyonu Baltık Denizi’ndeki somon balıklarının sürdürülebilir yönetimine ilişkin çok yıllı plan oluşturan yeni bir düzenleme önerisi yaptı. Baltık Denizi’nde yaşayan yaklaşık 30 farklı somon türünün tükenebileceğine ilişkin bilimsel veriler ışığında Komisyon Baltık somon stoklarının azami sürdürülebilir mahsul prensibi çerçevesinde yönetilmesi ve farklılık ve soy bütünlüklerinin korunmasını amaçlamaktadır. Sınır koruma Ajansı Frontex Kıbrıs’ta göreve başlayacak Avrupa Birliği’nde (AB) kaçak göçle mücadele çerçevesinde geçtiğimiz aylarda Türkiye üzerinden AB’ye Yunanistan yolu ile gelen kaçak göçmenlerin engellenmesi için Türk-Yunan sınırında göreve başlayan sınır güvenliği ajansı Frontex güçlerinin Kıbrıs’ta da görev yapacağı belirtildi. Gerekli mali kaynağı Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan sınır güçlerinin Doğu Akdeniz’den gelen göçmen akınlarını takip etmek amacıyla bölgeye konuşlandırılacağı açıklandı. AB Dış Sınırlar Fonu’nun 2012 yılında 7 milyon Euro’su Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’ye olmak üzere Üye Devletlere 370 milyon Euro destek sağlaması öngörülmüştür. Avrupa Komisyonu İtalya ve Fransa’nın göçmen akını karşısında geçtiğimiz aylarda aldıkları önlemlerin AB mevzuatına aykırı olmadığını belirtti Geçtiğimiz aylarda Kuzey Afrika’da meydana gelen ayaklanmaların ardından birçok göçmen Avrupa Birliği’ne girmek istemiş, bu durum İtalya ve Fransa arasında gerginliğe neden olmuştu. İtalya göçmenlere AB’de serbest dolaşım hakkı tanırken Fransa, İtalya ile arasındaki sınırlarda kontrolleri arttırmıştı. Avrupa Komisyonu tarafından yapılan yazılı açıklamada İtalya ve Fransa’nın söz konusu tutumlarının AB mevzuatına aykırı olmadığı ancak Schengen ruhuna aykırılık teşkil ettiği belirtildi. İtalya’nın yasadışı göçmenlere Birlik içerisinde serbest dolaşım izni sağlamasına eleştirel yaklaşan Komisyon bu gibi bir kararın ortak bir yaklaşım ile alınması gerektiğini vurguladı. AB Dönem Başkanı Polonya Nabucco için Üye Devletler arasında uzlaşma sağladı Halihazırda AB dönem başkanlığı koltuğunda oturan Polonya, Türkmenistan ve Azerbaycan ile Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi çerçevesinde doğal gaz tedarikine ilişkin anlaşmaların müzakeresi için Avrupa Komisyonu’na yetki verilmesine yönelik olarak Üye Devletler arasında uzlaşı sağladı. AB Enerji Bakanları tarafından da onaylanması gereken uzlaşı, 2017 yılında sonlandırılması planlanan Nabucco için söz konusu eski Sovyet Bloğuna dahil ülkeler ile yaz sezonunun sona ermesinin ardından görüşmelere başlanmasını öngörüyor. 7. Çerçeve Programı kapsamında 7 milyar Euro finansman paketi oluşturulacak Avrupa Komisyonu 7. Çerçeve Programı kapsamında kısa dönemde 174 bin iş ve gelecek 15 yıl içerisinde 450 bin iş ve 80 milyar GSMH artışı gerçekleştirilmesi çerçevesinde yenilikçilik alanındaki araştırmalara 7 milyar Euro finansman sağlanacağını açıkladı. Araştırma fonları, Birliği Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi dinamik ülkeler kategorisine yerleştirme amacını taşımaktadır. Fondan 16’dan fazla kurum kuruluşun faydalanması beklenmektedir.Teklif çağrılarının bir kısmı 20 Temmuz 2011 tarihinde yayımlanmıştır. Avrupa Komisyonu 183 yeni çevre projesi için 244 milyon Euro destek verecek Avrupa Komisyonu, Birliğin çevre fonu olan LIFE+ programı kapsamında doğanın korunması, iklim değişikliği, temiz teknoloji, çevre politikası gibi alanlarda 183 yeni projeye destek verileceğini açıkladı. Projeler için gerekli toplamda 530 milyon Euroluk yatırımın 225 milyon Euroluk kısmı LIFE+ programı tarafından sağlanacak. 2010 yılının Eylül ayında kapanan teklif çağrılarına 748 başvuru gerçekleşmiş bu projelerden 183’ü finansman için seçilmiştir. Bilgilerinizi arz ve rica ederiz. Saygılarımızla, Murat TUNCER Genel Sekreter Dağıtım: Bilgi: Gereği - YK Başkan ve Üyeleri Tüm Üyelerimiz (Web)