• Anasayfa
  • |
  • Yakıt Kirliliği Krizi 2020’de Yaşanabilecek Problemlerin Habercisi Olabilir

Yakıt Kirliliği Krizi 2020’de Yaşanabilecek Problemlerin Habercisi Olabilir

​    Houston ve Singapur'da yakıtların sebep olduğu problemler, yeni kükürt limitleri devreye girdiğinde neler olabileceğinin göstergesi, IMO'nun armatörlerin endişelerine kulak vermesi gerekiyor.

    2018 yılının Mart ayında Houston'dan başlayarak Singapur ve diğer Güneydoğu Asya ülkelerine yayılan, kirlenmiş yakıt krizinden 100'den fazla geminin etkilendiği anlaşılıyor.

    Bu bölgelerde yakıt ikmali yapan gemiler, tıkanmış borular ve filtrelerden, büyük makine arızalarına ve güç kayıplarına kadar yaşanan problemlerden dolayı mağdur oldu.

    Kirlenmiş yakıtların aynı kaynaktan mı veya karıştırılma yada arıtma işlemlerinden mi geçtiği sorularının cevapları yapılan teknik incelemelerde açığa çıkarılmaya çalışılıyor.

    Armatörler, problemlerden nasıl kaçınacakları konusunda çelişkili tavsiyelere maruz kalıyorlar. Ancak, mevcut kirlenmiş yakıtlardan meydana gelen bu kaosun, 2020 yılında denizcilik yakıtlarında küresel %0.5 kükürt içeriği üst limiti zorunlu hale geldiğinde, sektörü nelerin beklediğinin göstergesi olup olmadığı konusunda kaygılar artıyor.

    Deniz Sigortacılığı Sektörü, Bölgesel Emisyon Kontrol Alanlarının(ECA) oluşturulmasından bu yana, düşük kükürtlü yakıtların kullanımı ve yakıtla ilişkili artan mekanik arıza iddiaları arasında bağlantı olduğunu açıkça gösteren bir iddialar yığını üzerinde duruyor.

 

    İşletimsel Hatalar

 

    İlk zamanlarda problemler, ECA'ya girip çıkarken yakıt ikmali esnasında yapılan işletme hatalarına bağlanmıştı, ancak sorunların yakıtın kendisinden kaynaklandığına dair güçlü kanıtlarda bulunuyor.

    Düşük kükürtlü yakıtlarda, ağır yakıt(HFO) ile kıyaslandığında daha fazla katalitik partikül olduğu belirlenmiştir.

    Yakıt karıştırılması işlemide, safsızlığın yakıtları kirletebildiği ve düşük kükürtlü ağır yakıt ürünlerinin, 2020 yılı uygulaması ile, ana metodlardan biri olarak kabul edilmesinin beklendiği bir süreçtir.

    Sorun şu ki, %0.5 kükürtlü bu yeni nesil karışım yakıtlar, uygulama tarihinin hemen öncesine kadar piyasaya sürülemeyecek ve kullanılmaya başlanana kadar yakıt kaliteleri veya diğer yakıtlarla olan uygunlukları konusunda hiçbir gösterge bulunamayacak.

    Diğer bir olası güçlük de, yakıtların test edilme standardı olacaktır. Houston ve Singapur'daki yakıtlarda, ISO 8217:2005 standardının test sonuçları problemleri tespit edemedi. Ancak makine arızaları oluştuktan sonra ve kapsamlı adli testler yapılması sonucunda yakıttaki kirliliğin sebebi açığa çıkabildi.

    ISO Standardı, makine arızalarına karşı emniyetli olarak biliniyor ve geçmişte yakıt kirliliğini tespit edemediği örnekleri de mevcut.

    Uluslararası Standartlar Teşkilatı, 2020 yılındaki ihtiyaçları karşılamak için, yeni nesil yakıt karışımlarının uygulamaya hazır hale geleceği konusunda güvence verdi. Ancak ISO standartları, Houston ve Singapur'da satılan yakıtlardaki kirliliği tespit edemiyorsa, armatörler gerçekten 2020'de satılacak olan yeni ürünlerin kalitesinin tespit edilmelerinde ISO'nun yeterli olabileceğinden emin olabilirler mi?

    IMO'da bu sorunlar gündeme gelirken, yönetmeliği hazırlayanlar ise bahse konu olayları; denizcilik endüstrisi tarafından yönetmeliğin uygulanma tarihini erteletmek için yapılan bir girişim olarak görüyorlar.

    Birçok üye ülke armatörlerin koşullara uymak zorunda kalmadan önce daha fazla zaman kazanmaya çalıştığına inanarak, 2020 yılı ile bağlantılı teknik problemleri denizcilik sektörünün teşvik ettiği konusunda kuşku duyuyorlar.

    Ancak armatörlerin yakıtlar hakkında duydukları endişeler gerçek ve eğer IMO yeni kurallara uyum konusunda kapsamlı bir teknik kılavuz çıkarmazsa, ileride problemler baş gösterebilir.

    Singapur ve Houston'da yaşananlar gösteriyor ki, 2020'nin getirecekleri bir yana, bugün hala ele alınması gereken bir yakıt kalitesi sorunu bulunuyor.

 

 

Kaynak: TradeWinds Gazetesi