• Anasayfa
  • |
  • IMO Paris zirvesi öncesi emisyonlarla ilgili baskı altında

IMO Paris zirvesi öncesi emisyonlarla ilgili baskı altında

Paris'te gerçekleşecek olan ve sera gazı emisyonlarının nasıl azaltılacağının görüşüleceği COP 21 öncesinde tüm gözler denizcilik endüstrisinde.

Dünya Paris'te gerçekleştirilecek olan Birleşmiş Milletler 21. Taraflar Konferansı'na hazırlanırken, Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organization-IMO) denizcilikte emisyon azaltım tedbirlerini kuvvetlendirmek için artan baskıya maruz kalmakta.

Fransa'nın başkentinde 30 Kasım-11 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilmesi planlanan konferansın taslak metninde iki öneri yer almaktadır. Bonn'da önümüzdeki ay gerçekleştirilecek hazırlık toplantısında her iki öneri de yeniden değerlendirilecektir.

İlk öneri IMO'nun, gelişen dünyada emisyon azaltımı için ödeme yapılmasına yönlendiren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UN Framework on Convention on Climate Change – UNFCCC) kapsamında yakıt vergisi geliştirmesi için teşvik edilmesi gerektiğidir.

IMO, gelir sağlayabilen ancak son aylarda durgunlaşan emisyon ticareti gibi piyasa tabanlı önlemleri geliştirmeye çalışmaktadır.

Buna karşılık Avrupa Birliği, denizcilikte, gelecekte piyasa tabanlı önlemlerin temelini oluşturması beklenen, kendi bölgesel emisyon izleme, raporlama ve doğrulama (Monitoring, reporting and verifying-MRV) projesini başlatmıştır. IMO buna benzer bir küresel proje gerçekleştirmek için girişimde bulunmaktadır.

Danimarka, IMO tarafından da desteklenen, yakıtta açık bir vergi uygulaması şeklinde alternatif bir yöntem önermektedir.

Ancak armatörler denizcilikten gelir sağlamayı hedefleyen hiç bir sistemi görmekten memnun değiller.  Uluslararası Deniz Ticaret Odası da (International Chamber of Shipping-ICS), iklim değişikliği gelirinin endüstriden elde edilmek zorunda olmasının yakıt vergisi seçeneğine tercih edileceğini belirtmektedir.

Paris taslak metnindeki diğer öneri, IMO'nun kendi emisyon azaltım hedeflerini geliştirmesidir.

Söz konusu hedefin denizciliği, UNFCCC'nin küresel emisyon azaltım hedefi ile uyumlu hale getirmesi gerektiği belirtilmektedir. UNFCCC gereğince bu azaltımlar küresel ısınmayı 1,5C'de tutmaya yeterli olacak seviyede olmalıdır.

IMO verilerinin; denizcilik kaynaklı emisyonların küresel ticaret ile kaçınılmaz olarak artacağını göstermesi ve giderek artan deniz taşımacılığı ile birlikte emisyonların kontrol altına alınmasının neredeyse imkansız hale gelecek olması nedeniyle, bu konu IMO için oldukça sıkıntılı.

IMO Genel Sekreteri Koji Sekimizu sektörün emisyon azaltım yöntemlerinin sıkı bir şekilde kontrol edilmesinin temini hususunda hassas.

Sekimizu yakın zamanda "IMO'nun bu tartışmayı ileri taşıyabilecek tek kurum olduğuna inanıyorum" diye belirtmiştir. "Aslında bu durum, IMO'nun gemi kaynaklı sera gazı emisyonlarını ele almak için temsilci olarak belirlendiği Kyoto Protokolü'nde zaten kararlaştırılmıştır."

IMO'nun sera gazı ile ilgili son araştırması, tüm gemi kaynaklı emisyonların 2050 yılına kadar %50 artacağını göstermektedir.

Paris İklim Sözleşmesi gemilerin küresel emisyonlardaki payının, 2050 yılına kadar insanların sebep olduğu (antropogenik) veya insan kaynaklı karbondioksit (CO2) emisyonlarında, %6'dan %14'e çıkacağını tahmin etmiştir.

SEKIMIZU DİRENİYOR

Sekimizu sektörün emisyon azaltım hedeflerinden kaçındığını görmekten memnun; "Bu gibi önlemler dünya ekonomisinin ihtiyaç duyduğu denizciliği dolaylı olarak engelleyebilir veya sektörün ihtiyacı olan verimli operasyon faaliyetlerinin dengesini bozabilir, dolayısı ile bu gibi önlemlerden kaçınılması gereklidir." demiştir.

IMO, denizciliğin taşımacılıkta en karbon dostu yöntem olduğu ve dünya daha yeşil çözümler aradıkça sektörün büyümesinin desteklenmesi gerektiği görüşündedir.

Sekimizu, mevcut durumda denizciliğin yürürlükteki enerji verimlilik dizayn indeksi (Energy efficiency design index – EEDI) aracılığıyla, emisyon azaltım önlemleri ile ilgili zorunluluklar içeren tek sektör olduğunu vurgulamıştır.

EEDI düzenlemesi kapsamında 2025 yılından itibaren inşa edilen tüm gemiler 2000'li yıllarda inşa edilen gemilerden %30 daha verimli olmak zorundadır.

Birçok IMO üyesi, yük taşımacılığının her tonu/mili başına olan emisyon hedefleri ile ilgili daha gerçekçi bir çözüm olduğuna inanmaktadır. Bu, teknolojik ilerlemeler yoluyla sektörün verimliliği arttırmasına ve aynı zamanda tüm emisyonların dünya ticareti ile birlikte artış göstermesine izin verecektir.

Pek çok diplomat için bu konuyu IMO'nun takdirine bırakmanın faydası;  IMO tarafından, önlemlerin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere eşit şekilde uygulanacak olmasıdır. UNFCCC kapsamında yasal düzenlemeler, 'ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar' ilkesince yalnızca gelişmiş ülkelere uygulanacaktır.

COP 21'in sonucu ne olursa olsun emisyon azaltım hedefleri sorunu her koşulda IMO'da tartışılacaktır.

Dünyanın üçüncü büyük bayrak devleti olan Marshall Adaları'nın denizcilik sektörünün kendi bağlayıcı emisyon hedeflerini oluşturması gerektiğine ilişkin önerisi, IMO Deniz Çevresini Koruma Komitesi'nin önümüzdeki Nisan ayında yapılacak olan toplantısında tartışılmaya başlanacaktır.

Bu öneri Marshall Adaları'nda bir semt olan Majuro'dan yapılan açıklama kapsamında yer almaktadır. Büyük Okyanus'taki mercan adası, Majuro'ya; deniz seviyesinin yükselmesi, kıyı erozyonu, yüksek yağış miktarı ve sel gibi iklim değişiminin en görünür etkilerini hissettirmekte ve bu nedenle daha düşük karbon emisyonları için fazlasıyla görüşme yapılmaktadır.

Marshall Adaları, IMO'nun denizcilik kaynaklı emisyonların gelecekteki artışı ile ilgili tahmininin, emisyon düşüşü ile ilgili küresel tedbirlerle bağdaşmadığını ileri sürmektedir. Aynı zamanda IMO'nun sektör için UNFCCC hedefleriyle uyumlu önlemleri almasını istemektedir.

Bayrak devleti yaptığı öneride; "Marshall Adaları küresel toplumun ve gelecek nesillerin ilgilendiği uluslararası denizciliği düzenlemek için sorumluluk alan Birleşmiş Milletler için esas konunun, denizciliğin iklimsel etkilerini göstermek amacıyla istekli bir şekilde, kesin olarak harekete geçmek olduğunun farkında olarak IMO'ya öneri sunmaktadır." diye belirtmektedir.

"IMO, özellikle atmosferdeki sera gazı konsantrasyonunun stabilizasyonunu sağlamak ve insan kaynaklı tehlikeli emisyonları, iklim sistemiyle karışımı önleyecek bir seviyede tutmak için UNFCCC'nin nihai hedefiyle uyumlu, açık ve net emisyon azaltım hedefleri belirlemelidir." diye eklemiştir.

 

Kaynak: TradeWinds Gazetesi (09.10.2015)